Home | Logo Tasarim | Siteyi degerlendir | Paylasim | Dagtabakli Köyü Dernek Üye Listesi | ads.txt

Kebap Keskek Semaver

Sirik Kebabi

Yöremizin geçmişe dayanan yemek kültürlerinden birisi de "Sırık Kebabı" dır. Keçi, Koyun ve Kuzu gibi küçük baş hayvanlardan yapılır. Kesilen hayvanın iç organları temizlendikten sonra içerisi bol tuz ile doldurulur. Kesilen karın bölgesi dikilerek tuzlu suyun (Serit, veya Tirit) pişme anında dışarı akması önlenir. Kesilen hayvanın ateş karşısında çevrilmesi için kuyruk bölümünden başa kadar sokulan özel bir sırıga takılır. Bu amaç için yakılan çok kuvvetli ateş karşısında sırığa takılı hayvan gövdesi yaklaşık 7 - 8 saat hiç durmaksızın çevrilerek pişirilir. Pişme esnasında sızan yağlar (Serit, Tirit) gövde altına konan bir kap içerisinde toplanır. Buda ekmek banılarak yenir veya pişmiş kababın üzerine dökülerek lezzeti arttırılır.

Sirik Kebabi Resimleri

Resim Galerisine girmek icin lütfen buraya tikilayiniz

Semaver

Semaverde Çay: Yöremize mahsus olan Semaver ekseri saç, krom veya bakırdan imal edilir. Semaver iki bölümden oluşur. Dış bölüme çay suyu konulur, iç bölümünde ise suyun ısınması için ateş yakılır. Kömür ile kaynayan suda çay demlenir ve demlik sıcak kalması için semaver üzerindeki bölmeye konur. Tabii yolla demlenen semaver çayının tadı, normal çaylara nazaran çok daha lezzetli olur.

Keskek

Yöremize mahsus olan yemek türlerinden diğeri de keşkektir. Buğdaydan yapılır, keşkeklik buğday taneleri önce yıkanır sonra dış kabuğundan ayırmak için dibeklerde dövülerek yarma haline gelir. Dövülen buğdaylar rüzgara tutularak soyulan kabukların tanelerden ayrılması sağlanır.
Keşkegin hazırlanması: Tencere içerisine soğuk suyla konan yarma buğday pişirilmeye başlar. Içerisine tuz, et, yağ ilave edilir. Pişme belli bir kıvama gelince yarım veya bir saat bekletilerek hafif soğutulur sona üzerine su ilave edilip tanelerin şişmesi beklenir. Tekrar pişirme işlemine devam edilir. Keşkek yemeği bazan ayrı olarak pişirilmiş et veya tavuk üzerine ilave edilerekte servis yapılır. Köylerde belirli aralıklarla yapılan etkinliklerde onlarca dolu kazan keşkek pişirilerek yüzlerce davetliye ikram edilir. (Tarif: Ahçı, Hüseyin Aslan)

Ferfene

Köylünün alım gücünün zayıf olduğu 1960'lı yıllarda 8-10 kişi bir araya gelerek ortaklaşa bir seyis alılr, onu odanın ocağında kebap şeklinde çevirerek pişirirler. Kebap katılan ortaklar sayısınca eşit parçalara bölünür, pay dağıtımını ekseri Hasan Sevimoğlu yapar. Sevimoğlu her pay üzerine elini koyar ve yüksek sesle "BU PAY KİMİN?" diye sorar, arkası dönük bir kişi ise katılımcıların birinin ismini söyler ve bu işlem tüm paylar dağılana kadar devam eder. Nihayet herkes kendi payına düşen çevrilmiş kebabı yemek üzere evine ailesine gütürür. Fakirliğin hüküm sürdüğü bu zamanlarda böylesine et yemek çok özel, çok keyifliydi. Bu sayede et görmeyen köylü azda olsa nasiplenmiş olurdu.
Işte bu ortak kesim, çevirme ve dağıtım işine köyümüzde "FERFENE" adı verilmiştir.

Diger yemek ve yiyecekler

Sarıburma: Bir börek türüdür.Tuz, maya ve ılık su ile yoğrulan hamurun mayası gelince pezilere ayrılır ve oklava ile yufka ekmeği gibi açılır. İçerisi yağlanır ve isteğe göre peynir, ıspanak, patates veya kıyma koyulur. Role olacak şekilde ince ve uzun olarak yuvarlanır. Yuvarlak büyükçe bir tepsinin ortasından başlayarak roleler daire şeklinde kıvrılarak tepsi dolanar kadar döşenir. Üzerine yumurta sürülüp güzüne sobanın fırınında pişirilir.

Cilbir: Bir çeşit yumurta yemeğidir. Bir tavada eritilen yağ ferahlayınca içerisine bir miktar su ilave edilip kaynatılır. Daha sonra birkaç yumurta kırılarak karıştırılıp pişirilir. Emkek banılarak yenir.

Hopur: Taze, kurutulmuş elma veya armut tokmakla ezilir, hoşafı suda kaynatılarak pişirilir. Sonra süzgeç içinde ezilir marmelat kıvamında süzgecin altına geçer. Elde edilen bu hopur kaşıkla veya banarak yemek öğünlerinde yenir.

Gavurga: Buğday denelerinin bir tepsi veya tava içinde altın sarısı bir renk alana kadar ocakta kavrulması ile elde edilen bir çerez türüdür. Özellikle kış aylarında köylünün vazgeçilmez bir yiyeceği olup çocuklar tarafından çok sevilir.

Bişi: Bayram ve özel günlerde yapılan bir ekmek türüdür. Mayasız hamur yumuşukça yoğrulur, oklava ile küçük küçük açılıp saç üzerinde pişirilir. Eritilmiş tereyağı ve süt fırça ile ekmek üzerine sürülür. Bu işlem en az 10 ekmek üstüste konularak devam edilir. Daha sonra bu ekmekler teker teker içerisine kuru sarı üzüm konulup sütlaç ve incir ile yenir.

Cizleme: Un, bir miktar su ve tuz çırpıcı tel ile sıvı ve akışkan bir kıvama gelene kadar karıştırılır. Sıvı hamur, odun ocağında ısıtılmış, kuyrukyağı ile yağlanmış saç üzerine bir kepçe ile dökülür, ince ve uzun bir çubuk ile yayılarak inceltilir. Altı ve üstü çevrilerek pişirilir. İçi boş veya salata, kıyma, patates koyup dürülerek yenir.

Gatamur: Ocak üzerindeki tencere içerisine konan suya bolca un dökülür, pütürü kalmayıncaya, kıvamına gelinceye kadar karıştıra karıştıra pişirilir. Bir tepsi içerisine kaşık kaşık dökülür. Üzerine daha önceden kaynatılmış tereyagı veya pekmez dökülür. Hamur parçaları tepsinin dibine inen tereyağına bandırılarak yenir.

Hamurlu Ekmek: Hamur biraz sulu (cıvık) şekilde yoğrulur. Mayası gelince üzerine un serpilmiş bir beze kaşık kaşık dökülür. Sonra iki avuç arasında sağlı sollu birkaç kez haraket ettirilerek hamurlar küçük peziler halile gelir. Bir tahta üstüne konan hamur tahta çevrilerek parmak uçları ile yuvarlak ve kalınca açılır. Odun üstünde yanan saç üzerinde pişirilir, üzeri tereyağı ile yağlanarak yenir.

Eğşi (ekşi): Toplanan kirenler çuval veya geniş bir kapta olgunlaşana (goynüyene) kadar bekletilir, sonra büyük bir kazan içinde kaynatılır. Gözenekli bir torbaya konan kaynatılmış kirenler şırapana üzerinde uzunca bir sırık ile suyu iyice çıkana kadar bastırılarak sıkılır. Akan suya şıra, geride kalan çekirdekli posaya eşelek adı verilir. Şıra suyu büyükçe bir kazanda koyulaşıncaya kadar kaynatılır, soğuyunca toprak küpler içerisine doldurulur. Burda iyice ertleşen şıra artık eğşi kıvamına gelmiştir.

İçimi; Küpten alınan bir kaşık sert eğşi bir kap içine konur, üzerine su ilave edilerek tamamen eriyene kadar karıştırılıp ezilir. Buna “eğşi özeme denir. Suda iyice eyiriynce içine bir miktar şeker ilave edilerek içilir.

Yazma Ekmeği (Yoka Ekmek): Mayasız olarak yoğrulan hamur küçük pezüler halinde bölünür. Yaslağaç üzerinde oklağaç ile inceltilerek daire şeklinde büyükçe açılır. Odun ile yanan saç üzerinde pişirilir, her iki yüzünün pişmesi için büşleğeç ile sıkça çevrilerek yanması da önlenir. Daha sonra üst üste yığılan yazma ekmekleri iyice kurur gevrek bir hal alır. Yeneceği zaman üzerine su serpilerek ıslatılır, yumuşaması sağlanır, bu işe “ekmek sulama” denir. Yumuşayan yoka ekmeği öğünlerde yavan olarak veya içerisine mancar vs. sarılarak yenir.

İncir Uyuşturması: Bir çeşit tatlıdır. Ocakta pişen sıcak süt içerisine şeker ve küçük parçalar halinde doğranmış kuru incir taneleri dökülür, kaşığın sırtıyla tamamen ezilir. Sonra tekrar süt ve incir taneleri ilave edilerek ezme işlemine devam edilir. Pişen incir tenceresi ocaktan alınan sıcak korlu kül üzerine konur ve orada bir saat kadar bekletilerek incirin uyuşması sağlanır (süt ve ezilmiş incir birbirine kaynaşır) hafif koyulaşan ezilmiş incir tatlı veya yemek niyetine tüketilir.

Papara: Pratik bir yiyecektir. Kap içerisindeki Ilık ayran içerisine çörek ekmegi küçük küçük doğranıp karıştırılarak hazırlanır, ayranda yumuşayan çörek parçaları kaşıkla yenir.

Garuşduma: Yazma ekmeği ıslatıldıktan sonra küçük parçalar halinde bir tavaya doğranır. Tereyağı ve süt, kızdırılana kadar kaynatıldıktan sonra tava içindeki ekmek parçalarının üzerine dökülür. Emkeler yağı iyice emene kadar tava içinde karıştırılır ve bu şekli ile tüketilir.

Gaut: Ahlat ve çördüğün kurutulmuş hoşafları büyük değirmenlerde öğütülür. Unu, içerisine su pekmez ve şeker ilave edilip karıştırılıp tatlı niyetine yenir.

Pıngılıpıs: Buğday, nohut, mısır taneleri el veya su değirmeninde öğütülür. Unu soğuk su içine konarak bir tencerede iyice kaynatılarak koyu bir kıvama geltirilir.

Pugut:

Gebelek:
Hafif sararmaya yüztutmuş fasülyeler ocakta kabuğu ile birlikte haşlanır. Tuzlanıp bir tepsiye dökülerek suyu süzülür. Ya kabuğu ile veya kabukları soyulup yalnız iç taneleri yenerek tüketilir. Ekseri bostan bozumunda aparatif bir yemek türü olarak hazırlanır.

Avuz: İnek, koyun veya keçi yeni yavrulayınca iki - üç gün boyunca sağılan ilk sütü ocakta karıştırılarak koyulaşıncaya kadar pişirilir. İçerisine şeker atılap banılarak veya kaşıkla yenir.

Kımız: Yeni yavrulamış inek, koyun veya keçi gibi hayvanların dağda sağılan ilk sütü, çamdan yapılmış yaş bir kap içerisinde, yakılan ateş üzerinde ısıtılması ile elde edilen bir içecek türüdür. Bunu ekseri hayvan güden çobanlar dağlarda yapar ve içerler.

Soymuk: Mayıs - Haziran gibi ilkbahar aylarında orta yaştaki kara veya sarı çamların gövedsindeki kabukları bir bıçak ile soyulur. Altından hafif sarı “yancuk” denen biraz sert bir tabaka çıkar buda bıçakla soyularak alınır. Onun da altından beyaz renkli sulu bir katman daha çıkar, bu bıcakla ince dilimler halinde soyularak yenir, buna soymuk adı verilir. Çok yaşlı çamlardan soymuk çıkmadığı gibi, küçük çam ağaçlarından ise (doruk) az soymuk çıkar. Soymuğu alınacak çamların ekserisi yıkıldığından ormana zarar verildiği için yasaktır.

Kül Çöreği: Mayalı hamur katı şekilde yoğrulur, yaslağaç üzerinde yuvarlak, büyükçe ve biraz kalınca açılır. Ocakbaşında örteyerde daha önceden ateşle kızdırılmış yere bu hamur konur. Üzerine bir gazete parçası örtülür, onun da üzerine kor ateş parçaları ve külleri konularak ekmek pişirilir. Direk ateşe ve kül ile temas ettiği için “kül çöri” adını almıştır.